*** www.kadinaozgu.com ***

30 Temmuz 2011 Cumartesi

Çocuğum Yemek Yemiyor

 
Hemen hemen hepimiz çocukluğumuzda “hiçbir şey yemediğimizden” şikâyet eden, bu yüzden, iştah açıcı, metabolizma yapılandırıcı, destekleyici ilaç, vitamin vs. reçeteleri yazdırmak için bizi doktora götüren anne babalara sahip olmuşuzdur ve çoğumuz da, bugün, forma girmek için diyet yapması gereken birer yetişkin olduk.
Maalesef neticede birçoklarımız arzu edilen kilonun çok üstüne çıktı. Böyle olmakla beraber hâlâ ebeveynler için “ufak tefek” kalma riski altındaydık. Bu “gıda paniği” ebeveynler için hep sabit bir endişe konusu olarak kalmayı sürdürdüğü gibi, refah içindeki toplumlarda, çocuğun beslenme ihtiyaçlarının bu yanlış algılanışı öyle şiddetli bir hal aldı ki, artık bu durumu düzeltmek şart oldu.
Her ne kadar doktor muayenesinde yetersiz beslendiği için düşük kilolu olan ya da boyu fazla uzamayan çocuklarla kronik hastalık ya da aşırı yoksulluk durumları haricinde, pek ender karşılaşılsa da hastanelerde en yaygın rastlanan şikâyet çocuğun yemek yemiyor” oluşudur. Demek ki; çoğunlukla, kendi enerji gereksinimlerine kıyasla yeterli, ancak anne babalarının uygun gördüğü miktarda ve istediği şeyleri yemeyen çocuklarla karşı karşıyayız.

Birde, belli dönemlerde gerçekten beslenme miktarlarını düşüren çocuklar vardır. Bu durum çeşitli sebeplerden ileri geliyor olabilir; süregelen bir rahatsızlık, hastalığın iyileşme dönemi, ailevi sorunlar, kardeşler arası kıskançlıklar, okulda sorunlar vs. Genellikle müdahale gerektirmeyen geçiş dönemleri söz konusudur ve bu yüzden çocuğun iştahını uyarıcı ilaçlarla açmaya çalışmak, hatta çocuğa metabolik destekleyiciler yüklemek anlamsızdır. Bu tarz durumlarda, iştahsızlığa yol açan sebeplerle ilgilenmek daha doğru (ve tabi daha verimli) olur. Yetişkinin değerlendirmelerini yaparken kendini yatıştırmasını sağlayabilecek bazı bilgiler ve kabuller vardır:

• Enerji yani protein, lipid ve sıvı alma ihtiyacı 1 yaşından itibaren yavaş yavaş azalır;
• Gerekli beslenme miktarı kişiden kişiye değişkenlik gösterebileceği gibi, çocukta da tamamen normal, dönemsel beslenme değişimleri gözlemlemek mümkündür.
• Çocuğun az yediği yargısına varabilmek için kesin bir takım tanımlar mevcut değildir. Gıda alımıyla ilgili verilerdense yetişkinin çocuğun gerçek ihtiyaçlarıyla ilgili izlenimi söz konusudur. Bunlar da genellikle ağırlık ve boydaki artışla pozitif ilişkili olan verilerle çatışma içindedirler.
Bir yaşına kadar fazla beslenmiş olan çocuk (nadir olmayan bir durumdur), bunun sonucu olarak iki yaşında daha az yeme eğilimi içine girer. Heyecanlı ve kaygılı geçiş dönemleri geçici olarak yemeği reddetme biçimine dönüşme eğilimindedir. Sütten kesme sürecinde bebekler üzerinde yapılan çalışmalar açıkça gösteriyor ki, çeşitli gıdalarla karşılaşan çocuk, birkaç gün içinde kendi damak zevkine göre, neticede yine de dengeli ve ihtiyaçlarına uygun bir beslenme biçimi seçiyor. Bu, bebeğin doğal olarak kendi metabolizmasını düzenleyebilme kapasitesine güvenmesinin önemini vurgulamak açısından bir diğer doğrulayıcı göstergedir.

29 Temmuz 2011 Cuma

Galatasaray 3-0 Liverpool, Highlights/Maç Özeti | 28.07.2011

 Galatasaray 3 Liverpool 0 maçın sonucu. Galatasaray 3 Liverpool 0 maçın golleri izle. Galatasaray 3 Liverpool 0 maçın özeti izle. Galatasaray 3 Liverpool 0 Baros'un volesini izle. Galatasaray 3 Liverpool 0 maçın görüntülerini izlemek için tıklayınız.

Galatasaray Fatih Terim yönetiminde TT Arena’da çıktığı ilk sınavdan zaferle ayrıldı. Galatasaray özel maçta karşı karşıya geldiği İngiletere’nin Liverpool takımını 3-0 mağlup etti.
Galatasaray Liverpool karşısında maça çok hızlı başladı. Galatasaray Liverpool maçında 7. Dakikada Milan Baroş’un ayağından kazandığı golle Liverpool karşısında 1-0 öne geçti. Liverpool karşısında etkili oyununu sürdüren Galatasaray yine Milan Baros’un 39. Dakikada attığı golle Liverpool karşısında skoru 2-0’a taşıdı. Galatasaray Liverpool maçının ilk yarısı Baros’un attığı iki golle Galatasaray’ını 2-0 üstünlüğü ile sona erdi.

Galatasaray Liverpool maçının ikinci yarısında Galatasaray yine etkili olan taraftı. Galatasaray Liverpool maçında Galatasaray 84. Dakikada yeni transferi Johan Elmander’in attığı golle karşılaşmada durumu 3-0’a getirdi. Galatasaray Liverpool maçı Elmander’in attığı bu golle 3-0 Galatasaray’ın 3-0 üstünlüğü ile sona erdi.
Galatasaray Liverpool maçı sonucu . Galatasaray: 3 Liverpool :0
-GALATASARAY: 3 - LIVERPOOL: 0
Stat: Türk Telekom Arena
Hakemler: Hüseyin Göçek, Baki Tuncay Akın, Erdinç Sezertam
Galatasaray: Aykut, Ujfalusi, Gökhan Zan, Servet, Hakan, Melo, Kazım, Sabri, Selçuk, Arda, Baros
Liverpool: Doni, Flanagan, Martin Kelly, Kyrgiakos, Insua, Robinson, Poulsen, Shelvey, Degen, Joe Cole, Carroll
Goller: Dk. 8 ve 40 Baros, Dk. 85 Elmander (Galatasaray)

Yeni sezon hazırlıklarını sürdüren Galatasaray, Fatih Terim yönetiminde İstanbul'da ilk kez bu akşam taraftarının karşısına çıktı. Türk Telekom Arena Stadı'nda İngiliz devi Liverpool'u konuk eden sarı kırmızılı ekip sahadan 3-0 galip ayrılarak, taraftarına 'hazırım' mesajı verdi.

Galatasaray'a galibiyeti getiren golleri 8. ve 40. dakikalarda Milan Baros ile 85. dakikada Johan Elmander kaydetti.

Liverpool karşısında etkili bir futbol sergileyen Galatasaray, tecrübeli forvetleri Baros ve Elmander ile skora gitti.

Bu sezon öncesi yurt dışı kampında toplam 4 hazırlık maçı yapan Galatasaray, 1 galibiyet alırken, 2 kez berabere kalıp, 1 kez de yenilmişti. Sarı kırmızılılar İngiliz devi ile oynadığı hazırlık maçında rakibine şans tanımadı.

İNTER MAÇININ KADROSUNDAN 2 DEĞİŞİKLİK

Teknik direktör Fatih Terim, Liverpool karşısında sahaya sürdüğü ilk 11'de, İnter ile yapılan karşılaşmanın ilk 11'inden 2 değişikliğe gitti. Tecrübeli teknik adam, İnter maçında sahaya ilk 11'de çıkan oyunculardan Ayhan ve Elmander'i Liverpool karşısında yedek oturturken, Melo ile Baros'u ise sahaya sürdü.

Ayrıca, yeni transferlerden Berizalyalı Feipe Melo da Galatasaray formasıyla ilk maçına Liverpool karşısında çıkmış oldu. Öte yandan, maç öncesi basın mensuplarına dağıtılan kadro listesinde Galatasaray'ın yedekte olan bir çok oyuncusunun ilk 11'de, ilk 11'de olan bir çok oyuncunun ise yedekte olarak gösterilmesi dikkat çekti. Hatalı kadro listesi, basın mensuplarının tepkisine neden oldu.

İLK YARIDA MİLAN BAROS FIRTINASI

Karşılaşmaya Liverpool başlarken henüz ilk dakikada Baros kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonu değerlendiremedi. 8. dakikada sağdan Ujfalusi'nin ortasında, ceza sahasında penaltı noktasında müsait durumda bulunan Baros'un gelişine yaptığı şık vuruşta meşin yuvarlak ağlarla buluştu: 1-0

Galatasaray oyunun kontrolünü elinde tutarken, girdiği pozisyonlardan sonuç alamadı. Liverpool ise 35. dakikada tehlikeli bir pozisyon kaçırdı. Shelvey sol kanattan serbest vuruşu kullandı. Ceza sahasına ortasında Andy Carrol topu indirdi. Kale önünde Kelly'in vuruşunda top yandan auta çıktı.

Dakikalar 40'ı gösterdiğinde Milan Baros ikinci kez sahneye çıktı. Sağdan Selçuk'un kullandığı korner atışında ceza sahasında savunmadan seken topu Baros, arka direkte kafa ile filelere gönderdi: 2-0

TERİM'DEN DEĞİŞİKLİKLER...

Galatasaray'da Fatih Terim, 46. dakikada kaleci Aykut Erçetin'in yerine Ufuk Ceylan'ı, 65. dakikada ise Kazım Kazım'ın yerine Elmander'i, Hakan Balta'nın yerine de Çağlar Birinci'yi oyuna aldı. 70. dakikada Felipe Melo, Ayhan ile 74. dakikada Baros da Stancu ile değişti.

İKİNCİ DEVRE TEMPO DÜŞTÜ

İkinci 45 dakikada sarı kırmızılılar skoru koruyan bir yapıda futbol sergilerken, Liverpool'un hücum hattında etkisiz kalması; orta alanda oyunun sıkışmasına neden oldu. Sık oyuncu değişiklikleri de temponun düşmesine neden olurken, iki takım da girdiği pozisyonlardan sonuç alamadı.

ELMANDER'DEN ŞAHANE BİR GOL

74. dakikada Milan Baros'un yerine oyuna dahil olan Johan Elmander, taraftarının önüne çıktığı ilk maçta güzel bir gol attı. 85. dakikada Çağlar Birinci sağ kanattan ceza sahası dışına ortasını açtı. Johan Elmander topa yere inmeden gelişine sert vurdu ve meşin yuvarlak köşeye gitti: 3-0

6. MAÇI G.SARAY KAZANDI

Galatasaray, özel maçta konuk ettiği Liverpool ekibiyle tarihindeki 6. müsabakasını oynadı. Daha önce 5 kez karşı karşıya gelen iki takım, ilk olarak 2001-02 sezonu Şampiyonlar Ligi grup maçında Anfield Road'da kozlarını paylaşırken, bu müsabaka 0-0 eşitlikle sonuçlandı. Bu maçın rövanşında ise iki takım Ali Sami Yen Stadı'nda da yenişemeyerek 1-1'lik skorla 90 dakikayı tamamladı.

Sarı-kırmızılı ekip, 2003 yılında gerçekleştirilen Amsterdam Turnuvası'ndaki özel maçta Liverpool'u 2-1 yenerken, 2006-2007 Şampiyonlar Ligi gruplarında bir kez daha eşleştiği rakibine deplasmanda 3-2 yenilip, Atatürk Olimpiyat Stadı'ndaki ikinci maçı ise bu kez aynı skorla kazanmayı bildi. Türk Telekom Arena'daki müsabakada ise sarı kırmızılı ekip İngiliz devini 2-0 ile geçmesini bildi.

MAÇTAN DAKİKALAR (İLK YARI)

1. dakikada Sabri'nin ara pasıyla soldan ceza sahasına giren Baros'un vuruşunda top yandan auta gitti.
8. dakikada Galatasaray 1-0 öne geçti. Sağdan Ujfalusi'nin ortasında, ceza sahasında penaltı noktasında müsait durumda bulunan Baros'un gelişine yaptığı şık vuruşta meşin yuvarlak ağlarla buluştu: 1-0.
24. dakikada Robinson'un uzun pasında ceza sahasında Gökhan Zan'ın müdahalede geç kaldığı pozisyonda top Carroll'a geldi. Bu futbolcunun kontrol edemediği meşin yuvarlak auta çıktı.
34. dakikada Kazım'ın sağdan ortasında, uzak kale direği dibinde Baros'un kafa vuruşunda top kaleciden döndü. Pozisyonun devamında Melo'nun ceza sahası sol çaprazdan sert vuruşunda meşin savunmaya çarparak, kornere gitti.
39. dakikada Selçuk'un pasında, Baros'un ceza sahasında önüne almaya çalıştığı topa geriden gelen Ujfulusi sert vururken, meşin yuvarlak kaleci Doni'nin müdahalesiyle kornere çıktı.
40. dakikada Galatasaray farkı 2'e çıkardı. Sağdan Selçuk'un kullandığı korner atışında ceza sahasında savunmadan seken topu Baros, arka direkte kafa ile filelere gönderdi: 2-0.

MAÇTAN DAKİKALAR (İKİNCİ YARI)

59. dakikada Kuyt'un sağdan yaptığı ortada, ceza sahasında Carroll'un kafa vuruşunda top üstten auta gitti.
64. dakikada sağdan çalımlarla ceza sahasına giren Kuyt'un pasında kale önünde Aquilani'nin vuruşunda, meşin yuvarlak kaleci Ufuk'tan döndü.
74. dakikada Sabri'nin ceza yayı önünden sert şutunda, top üstten auta çıktı.
81. dakikada Kuyt'un sağdan ortasında, ceza sahasında arka direkte Carroll'un kafa vuruşunda meşin yuvarlak kaleci Ufuk'ta kaldı.
85. dakikada Galatasaray farkı 3'e taşıdı. Liverpool'un savunmasının kaptırdığı topu sol tarafta kontrol eden Ayhan'ın pasında, ceza sahasında Elmander gelişine yaptığı güzel vuruşla topu ağlara gönderdi: 3-0.
87. dakikada Sabri'nin soldan yaptığı ortada kale önünde iyi yükselen Gökhan Zan'ın savunma arasında yaptığı kafa vuruşunda top kaleciden döndü.
Kalan sürede önemli pozisyon olmadı ve Galatasaray bu sezon seyircisinin önünde çıktığı ilk karşılaşmadan 3-0 galip ayrıldı.

Galatasaray, hazırlık maçında Türk Telekom Arena'da İngiliz devi Liverpool'u 3-0 yendi. Teknik direktör Fatih Terim, "Galatasaray'ın bana ihtiyacı olduğu bir ortamda ben buradayım. Bazı sıkıntılar olacaktır, bize yakışan kendi sorunlarımızı kendi içimizde halletmektir" dedi.
Sarı-kırmızılı takımın Liverpool'u 3-0 mağlup ettiği hazırlık maçının ardından düzenlenen basın toplantısına katılan tecrübeli teknik adam, taraftarlarının Türk Telekom Arena'yı Ali Sami Yen Stadı gibi yaptığını belirterek, "Ali Sami Yen'i unutmak mümkün değil. Türk Telekom Arena'da benim birinci maçım oldu. Arena'da bizi karşılayanlara destek olan herkese teşekkür ediyorum. Burada Aslantepe'de Ali Sami Yen'de elde ettiğimiz başarıları yakalayacağız" diye konuştu.
Bir gazetecinin medyada yer alan "Fatih Terim istifa ediyor" şeklinde çıkan haberleri hatırlatması üzerine deneyimli teknik adam, oldukça sert sözler söyledi: "Florya'da tüm Galatasaraylıların gurur duyacağı bir takım oluşturmaya çalışıyoruz. Bu yol uzun ve sıkıntılı olacağını hep söyledik. Bizim ortak paydamız Galatasaray'dır. Galatasaraylılığın gerektirdiği Galatasaraylı terbiyesi içinde davranmak zorundayız. Sorunları da kendi içimizde halletmemiz gerekiyor. Benim hayatta en son isteyeceğim şey
Galatasaray'a zarar vermektir. Galatasaray'ın bana ihtiyacı olduğu için ben buradayım. Zaten olağanüstü bir yönetim oluştu göreve geldim. Tabi ki sıkıntılar olacaktır. Ancak bunu kendi içimizde bir şekilde çözmemiz gerekiyor. Benim yerim bellidir sorunu olan gelsin çözelim. Yönetim kurulu toplantısında sanki gazeteciler var gibi bir durum ortaya çıktı. Sorunlar hemen medyada yer aldı. Ancak bu sorunları paylaşırken doğru olmalı ve abartılı olmaması gerekiyor. Benim yetki alanım çok açıktır. Ben bu takımın
idari, sportif, teknik direktörüyüm. Ben olaylara teknik olarak müdahale ederim. Bazıları doğru söylemiyor. Transfer için başkanın haberi yok mu tabi ki var. Bir transfer yapmak için insanlar geberiyor. Bu futbolu alınıyor bir de hakaret görüyor. Her yönetici benimle diyalog kurabilir. Ama herkeste haddini bilecektir. Herkes kendi sorumluluk alanı içinde çalışacaktır" açıklamasında bulundu.
Bir başka gazetecinin şike iddiaları nedeniyle ligin ertelenmesinin takımı nasıl etkileyeceğini sorması üzerine Fatih Terim, "Tabi ki bu durum üzerine yeni bir pozisyon almamız gerekecek. Milli maçlar nedeniyle oyuncular erkenden kampa alınacak. 1 hafta izin vereceğiz. 5 Ağustos'ta takım tekrar çalışmalara başlayacak. Türk futbolu olağanüstü hallerden geçiyor. Olağanüstü hallerde yardımcı olmak gerekiyor" diye cevap verdi.
Sarı-kırmızılı ekibin kadrosuna kattığı ve maliyeti nedeniyle yönetim içinde de eleştirilere neden olan Melo'nun performansı için Terim, şunları söyledi: "İyi oyuncu olduğunu düşünüyorum. 4 senede 130 yakın maç oynadı. Geçen yıl Juventus'un en kötüsüydü ama transfer rekorları kıran bir oyuncu. İlle de yapılan her transfer tutacak diye bir kural yoktur. Kendisi iyi bir oyuncudur. Melo'nun iyi işler yapacağını düşünüyorum."
Öte yandan Melo'ya verilen ücret konusundaki eleştirilerin transfer politikalarına etkileyip etkilemeyeceği yönündeki bir başka soruya Fatih Terim, "Ben Galatasaray'a geldiğim gibi bir tane oyuncu istemiyorum desem hiçbir Galatasaraylı bana kızmazdı. Bazılarını denemek istediğimi söyledim. Tabi ki takımın eksikleri var. Yerli ve yabancı oyuncular almalıyız. Ben fikrimi söylemeye devam edeceğim. Sıkıntılı günler olacak kaliteli kadroya ihtiyacımız var. Transferdeki tüm gelişmeleri sizinle paylaşıyorum"
şeklinde cevap verdi.
Liverpool Teknik Direktörü Kenny Dalglish, sadece kendi takımının durumu ile ilgilendiğini söyledi. Dalglish, bir gazetecinin "Arda Turan'ın performansını nasıl buluyorsunuz" sorusuna "Kim" diye sordu. Gazetecilerin "10 numara" demesi üzerine "Ben sadece kendi takımımla ilgileniyorum" diye cevap verdi.


vampir günlükleri

Ailelerini dört ay önce bir trafik kazasında kaybetmiş olan 17 yaşındaki Elena ve 15 yaşındaki kardeşi Jeremy, yaşadıkları acı sonrası hayatlarına devam etmeye çalışmaktadırlar. Elena çevresinde her zaman güzelliği ve başarılı bir öğrenci olmasıyla ön planda olmuştur. Yaşadığı acıyı dış dünyadan saklama çabasındadır. İki vampir kardeşten Stefan ve Damon'ın kasabaya gelmesiyle, Elena'yla Stefan hemen birbirlerine karşı ilgi duymaya başlarlar.
Dizi bu hikâyeden yola çıkarak, ufak bir kasabadaki iki vampir kardeşin Elena isimli genç kıza karşı duydukları tutku yüzünden birbirleriyle mücadele içerisinde olmalarını konu alıyor. Vampirlerden daha iyi huylu olarak tanımlayabileceğimizin adı Stefan, daha sert ve karanlık görünümlü olan ve insan kanı içme konusunda herhangi bir vicdan azabı duymayansa Damon. Bu iki vampirin birbirleriyle mücadelesi sırasında yalnızca Elena değil, genç kızın ailesi ve kasabanın diğer sakinleri de tehlike altında olacak.

The Vampire Diaries (Vampir Günlükleri) romanları LJ Smith tarafından yazılmış ve New York Times en çok satanlar listesine girmiş bir korku serisidir. Kitapta küçük bir kasabada yaşayan Elena Gilbert isimli bir kızın iki vampir erkek kardeş arasındaki, iyiye ve kötüye şahit olmasını anlatmaktadır.
Ayrıca The Vampire Diaries (Vampir Günlükleri) kitabı Amerikan The CW televizyon kanalında 10 Eylül 2009 dan itibaren dizi olarak yayınlanmaya başlanmıştır. Yapımcılar, tüm dünyayı etkisi altına alan “vampir modası”ndan yararlanmaya devam edecek gibi görünüyor. Son dönemlerde biri beyaz perdeye(Twilight), diğeri televizyona(True Blood) uyarlanan vampir romanlarına bir yenisi daha ekleniyor: The Vampire Diaries.
Serinin yazarı L.J. Smith. Yazar 80’li yıllardan itibaren -1998 ile 2008 yılları arasında kişisel sebeplerden dolayı yazmaya ara vermiş- çocuklarla gençlere yönelik yazdığı romanlarla tanınıyor. Yazdığı romanları ise korku ve fantezi/bilimkurgu romanlarının yanı sıra romantik romanlar.


Johnson’s Baby & Gürmar Sevgi Korusu’nda 1000 fidan yeşerecek !

Johnson’s Baby ve Gürmar Mağazaları, Ege Orman Vakfı ile işbirliği yaparak, İzmir Seferihisar Kavakdere köyü mevkiinde bulunan ağaçlandırma sahasına 1000 fidan bağışında bulundu.
Geçtiğimiz yıl da Ege Orman Vakfı ile birlikte bin fidanlık koru oluşturan Johnson’s Baby ve Gürmar Mağazaları doğaya katkısını geleneksel hale getirdi.
Ağaçlandırma kampanyası ile ilgili Ege Orman Vakfı Genel Müdürü Metin Gençol, Johnson & Johnson Ege Bölge Sorumlusu Barlas Arslaner, Gürmar Kurumsal İletişim Yönetmeni İsmail Tepedelenler, Gürmar Satın Alma Uzmanı Selma Şenulaş ve Johnson & Johnson Ege Bölgesi Satış Temsilcisi Güngör Akan protokol imzaladılar.
Protokolün imzalanması ile başlayan kampanya çerçevesinde Gürmar mağazalarından belli bir limitin üzerinde Johnson’s Baby ürün alışverişi yapan bin kişiye Ege Orman Vakfı’nın sertifikaları ile birer fidan hediye edilecek.
Bin fidan İzmir Seferihisar-Kavakdere köyü mevkiinde “Johnson’s Baby & Gürmar Sevgi Korusu”nda tesis edilecek.






   


KAYNAK : www.kadinaozgu.com

27 Temmuz 2011 Çarşamba

http://www.kadinaozgu.com/


KADINA ÖZGÜ HERŞEYİN BULUNDUĞU BİR SİTEDİR.

SİTE KATEGORİLERİMİZ İSE

Şu şekilde sıralanmaktadır.Sizin için kullanımı kolay ve bol miktarda bilgi alabileceğiniz bir sitedir kadinaozgu.com

Kilo Kontrolünde Hangi Besinler Yasaklı, Hangileri Masum…

Yemek ve içmek insan hayatının vazgeçilmezleridir. Her ne kadar yemek ve içmek yaşam için gerekli ise de insanoğlu çoğu zaman bunu bir zevk haline getirir. İhtiyaç için yemektense zevk için yemeye başlar. Durum böyle olunca da kilo almak kaçınılmaz olur. Sonrasında ise ne yesek de zayıflasak ya da hangi yiyecekler günah keçisi diye düşünmeye başlar. Obezite ve metabolizma hastalıkları uzmanı Dr.Ayça Kaya, kilo vermeye çalışırken , diyete zarar verebilecek yasaklı yiyeceklere ve daha uzun süre tok tutan masum besinlere dikkat çekiyor.
Eğer kilo probleminiz varsa, yediğiniz yiyeceklerin niteliğine dikkat ederseniz bu konuda daha kolay yol alırsınız.
• Glisemik indeksi yüksek olan yiyeceklerin farkında olun. Glisemik indeks, besinin içindeki şekerin yüksekliğini ve hızlı kana karışmasını ifade eder. Bu türdeki besinleri seçtiğinizde kan şekeriniz hızlı yükselir ve hızlı düşer. Bu durumda daha çabuk acıkırsınız ve daha çok yersiniz. Mesela bu açıdan baktığımızda pirinç yasaklıdır, bulgur masumdur; beyaz ekmek yasaklıdır, esmer ekmek masumdur; muz yasaklıdır, kivi masumdur; karpuz yasaklıdır, kiraz masumdur; üzüm yasaklıdır, erik masumdur; beyaz makarna yasaklıdır, kepekli makarna masumdur; mısır-patates yasaklıdır, kurubaklagiller masumdur.
• Yağlara karşı dikkatli olun. Dünya üzerindeki en yüksek kalorili yiyecek yağlardır. Yağlar üzerine konuldukları yiyeceklerin kalorisini çok yükseltirler. Gizli yağı yüksek yiyecekler çevremizi sarmış bir deniz şeklinde ve çoğumuz farkında olmadan bu yiyeceklerden çok tüketiyoruz. Bu açıdan baktığımızda pastane simidi yasaklıdır, sokak simidi masumdur; kıymadan yapılan kebaplar adana-urfa-köfte-döner yasaklıdır, pirzola-bonfile-biftek-çöp şiş-kuşbaşı masumdur; cipsler yasaklıdır, leblebi masumdur, hazır dondurmalar yasaklıdır, pastane dondurması masumdur; kremalı çorbalar yasaklıdır, sade çorbalar masumdur; şerbetli tatlılar yasaklıdır, sütlü tatlılar masumdur.
• Tuzlu yiyecekleri daha az tüketmeye çalışın. Günümüzde bir insan günlük tuz ihtiyacının yaklaşık 4 katını tüketiyor. Fazla tuz tansiyon yüksekliği, kemik erimesi ve vücutta su tutarak ödeme neden oluyor. Turşular-salamuralar yasaklıdır, taze sebze meyve masumdur; cipsler-krakerler yasaklıdır, patlamış tuzsuz mısır masumdur; salam-sosis-sucuk gibi şarküteriler yasaklıdır, füme etler göreceli olarak daha masumdur.
• Protein ve kalsiyum oranı yüksek olan yiyecekler ise kilo kontrolünde tam manası ile bir mucizedir. Süt, yoğurt, ayran, kefir yıldız olması gereken yiyeceklerdir. Özellikle yaz aylarında cacık, yoğurtlu semiz otu, yoğurtlu közlenmiş sebzeler, taze meyve ile yapılan katkısız yoğurtlar ve sütlü kahve açlığa cevap vermede öncelikli seçilmesi gereken yiyeceklerdir.

www.kadinaozgu.com

Emriyonuzun Gelişimini Saniye Saniye İzlemek İster Misiniz?

Yanlış okumadınız… Dünyada uygulanan tüp bebek tedavileri ve yöntemlerine yepyeni bir boyut kazandıran, yeni bir çağın başlangıcı olarak da tanımlanan EmbryoScope™, Dinamik Embriyo İzleme Sistemi ile cd’ye kaydedilen embriyonuzun görüntülerini evinizdeki bilgisayardan saniye saniye izlemek artık mümkün. Dahası da var. Bu sistemle infertilite tedavisinde gebelik şansınız da artabilir.
——————————————
Tüp bebek tedavisi sürecinde, embriyo seçimini iyileştirmek ve embriyo değerlendirme programlarını geliştirmek amacıyla kullanılan EmbryoScope™ adı verilen Dinamik Embriyo İzleme Sistemi, tedavideki tüm aşamaların düzenli olarak gözlemlenmesine olanak sağlıyor. Böylece uygun teknolojisi ile sağlıklı olan embriyoları seçme şansı sağlarken aynı zamanda kısıtlı embriyo sayılarında da başarı elde edebilme oranı artıyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Süleyman Tosun Dinamik Embriyo İzleme Sistem’nin özellikle ileri yaşlarda yumurta sayısı az olan veya sperm problemi olan aileler için gebelik şansını artırmada bir umut olabileceğini söyledi.
Siz Uyurken Embriyolarınız Ne Yapıyor?
Op. Dr. Süleyman Tosun, Dinamik Embriyo İzleme Sistemi’nin özellikle infertilite tedavisinde hasta embriyolarının anında ve sürekli olarak tüm süreçlerin hiçbir aşaması kaçırılmadan, istenilen anda değerlendirilmesine imkanı sağladığını belirterek sözlerine şöyle devam etti:
‘’ Dinamik Embriyo İzleme Sistemi sayesinde gözlem olanağı ile elde edilen görüntüler yeniden oynatılabiliyor, hızlandırılmış şekilde izlenebiliyor ya da canlı görüntü kullanılarak embriyo kalitesinin değerlendirilmesi yapılabiliyor. Oysaki günümüzde kullanılan sistemlerde embriyo sadece belirlenen günlerde ve toplam 5 dakika süreyle cihazdan çıkartılarak kontrol ediliyor, kimi zaman da embriyolar bundan olumsuz etkilenebiliyor. Son derece dinamik bir sürece sahip olan embriyo gelişim süreçlerini de tam anlamıyla izlemek ne yazık ki mümkün değildir. Dinamik Embriyo İzleme Sistemi ise bize 144 saat x 60 dakika boyunca kesintisiz gözlem imkanı sağlıyor. Bu sistemle güvenli ve kontrollü bir kültür ortamı sağlanırken tek seferde 72 adet embriyo sürekli gözlem altında tutulabilmektedir. Yapılan gözlemler 4 boyutlu belgelendirme teknikleri sayesinde uzmanlara istenilen süreç ve zamanlamayı değerlendirme imkanı sağlayarak, gelecekte yapılacak embriyo puanlamaları için benzersiz yeni parametreler geliştirme imkanı vermektedir.’’
Canlı Yayın: Dinamik Embriyo İzleme Sistemi
Sperm ile yumurta birleştirdikten sonra oluşan embriyolar uzun süre dışarıda tutulamayacağı için inkübatürlere koyup belli aralıklarla gelişimleri takip edilir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Süleyman Tosun, günümüzde uygulanan yöntemler hakkında şu bilgileri verdi: ‘’Spermle yumurta birleştikten ancak 24 saat sonra döllenip döllenmediğine, döllendikten sonra ise birinci, ikinci gün bu embriyonun bölünmelerine bakabiliriz. Yani çok uzun aralıklarla embriyoyu takip edebiliyoruz. Transfer safhasına gelinceye kadar bir embriyoya ortalama dört-beş günde iki-üç kere bakmış oluyoruz. Dinamik Embriyo İzlenim Sistemi ise ‘bir canlı yayın gibi’, spermle yumurta birleştirdikten sonra bütün evrelerini kaydedebiliyoruz, embriyonun gelişmesini canlı olarak saniye saniye görüyoruz, hücrelerinin bölünmesini, bölünme hızlarını takip ediyoruz. Normalde ikinci günde dört hücreli bir embriyo olabilir ama bu ne zaman dört hücreli olmuş bunu ancak bu sistemle görebiliyoruz. Bunların hepsinin kendine göre belirli saatleri var. İşte bu sistemle saatleri olarak yakalıyoruz ve embriyonun gelişimini canlı canlı takip ediyoruz.’’
Anne-Baba Olma Şansını Artırıyor Mu?
Dinamik Embriyo İzlenim Sistemi’nin öncelikle doktorun sonra da ailenin işini kolaylaştırdığını belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Süleyman Tosun gebelik şansının artabileceğini söyledi. Tosun, ‘’ Çünkü embriyoyu sürekli takip edip, gelişmesini sağlıklı bölünmeyi daha iyi görüyoruz, kaç saate bu embriyo bu hücre sayısına ulaşmış buna göre seçip embriyoyu verdiğimizde tabii ki gebelik şansı da artırıyor.
Sistem bize sürekli embriyoyu takip edip, en daha sağlıklı embriyoları yakalama imkanı sağlıyor. Ayrıca embriyonun kalitesini sürekli takiple daha iyi algılayabiliyoruz. Embriyonun sadece belli hücre sayısına ulaşması yetmiyor o hücre sayısına ulaşırken kaç saate ulaşıyor, o hücreler birbirine dengeli mi bölünüyor. İşte tüm bu soruların cevabını Dinamik Embriyo İzlenim Sistemi ile buluyoruz. Bu da doğrudan gebelik şansını artırmamızı sağlıyor.’’ dedi.
Embriyonuzun Gelişimini Evinizden İzleyebileceksiniz
Gelişen teknoloji ve Dinamik Embriyo İzlenim Sistemi sayesinde bebeğinizin ilk hali olan embriyonuzu evinizdeki bilgisayardan saniye saniye izlemeniz mümkün. Op. Dr. Süleyman Tosun sistemdeki görüntüleri cd’ye kaydedip ailelere verdiklerini belirterek,’’ Gebe kaldığınızı düşünün. Bebeğinizin ilk hali sperm ve yumurtanın birleşmesiyle oluşan embriyodan doğana kadar bütün evrelerini kendi arşivlerine koyabilirsiniz. Şimdi artık gebelikten itibaren değil gebelikten öncesini görme şansımız var. Yakın bir gelecekte sistem kurulduğu takdirde anne baba adayları evinde koltuğunda oturup bizimle birlikte embriyolarının gelişimini canlı canlı seyredebilecek. Biz bu yöntemi öncelikle özellikle çok denemesi olmuş, güzel embriyo verdiği düşünüldüğü halde gebelik elde edilemeyen, ileri yaşlarda yumurta sayısı az olan ve de sperm problemi olan kişilere öneriyoruz. Burada kritik nokta; çok denemesi olmuş kişilerde embriyo gelişimini takip edebilmek. Özellikle embriyoya geçişlerde spermin etkisi hakkında çok fazla bilgimiz olmuyor. Özellikle üçüncü günden sonra embriyoların büyümesi sisteme bağlı. Dinamik Embriyo İzlenim Sistemi bize yeni bilgiler veriyor. Embriyolarını kalitesi gördüğümüz hastanın belki de embriyoları kaliteli değil belki de tam tersi. Sözün özü bu sistem bebek sahibi olmak isteyen ailelere günümüz teknolojisinin bir hediyesi’’ şeklinde sözlerini tamamladı.

www.kadinaozgu.com

Hamileye huzur gerek…

Tüm doktorlar, anne adaylarına stresten uzak dur diyor. Ancak bunu yapmak zannedildiği kadar kolay değil. Kendisi ve çocuğu için endişelenen, doğumdan korkan, bebeğine bakamayacağını düşünerek endişelenen anne adayları huzur arıyor…
Hamileliğin sizi değiştirmesine izin verin…
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr Bülent Uran “Aslında hamilelik, kadının yaşam tarzını değiştirebilmesi için bir fırsattır. Ancak çok az kadın bunu değerlendirebilir. Örneğin, ilginç bir şekilde bazı kadınlar hamilelik sırasında sigara içmeyi bırakıyor ama bebeğin emzirmesi bittiğinde yeniden sigara içmeye başlıyor. Bunu kalıcı hale getirmiyor. Halbuki hamilelik yeni ve doğru alışkanlıklar kazanmak ve huzur bulmak için iyi bir dönemdir ” dedi.
Hamileye gösterilen ilgi huzur için yeterli mi?
Dr. Bülent Uran İlginin her zaman huzur getirmediğini söylerken, “ Biz doktorlar hamilelik dönemindeki değişikliklerin normal olduğunu söyler, hastayı rahatlatmaya çalışırız, ancak rahatlatıcı bilgiye sahip olmakla gerçekten rahat hissetmek ve huzurlu bir hamilelik geçirmek kesinlikle ve kesinlikle aynı şey değildir.” diyerek hamilelik döneminde kendiliğinden artan kaygıya dikkat çekti: “Hamileliğin yarattığı birçok olumsuz psikolojik faktör vardır. Kadın çalışıyorsa işe gelip gitmek zorlaşmıştır. Doğumdan sonra işinde geri kalma riski vardır. Maddi sorunlar olabilir. Bebeğin ihtiyaçlarını yeteri kadar karşılayamayacağını düşünerek kaygılanır. Doğumdan sonra tekrar işe başlayacaksa bebeğini yalnız bırakacağı için daha hamileliğinde peşin peşin suçluluk hissetmeye başlar. Doğumunda hayati bir tehlike yaşama kaygısı doğum sağlıklı sonuçlanana kadar zaten hiç ortadan kalkmaz. Stres ve huzursuzluk arttıkça fiziksel sorunlar da artmaya başlar. Hamilelikteki stresin hamilelikte gözlemlenen birçok fiziksel sorunun nedeni olduğu bilinmektedir. Erken doğum, gebelik tansiyonu ve gebelik şekerinin ortaya çıkmasında stresin önemli bir katkısı vardır
Kronik Stres bebekte gelişme geriliğine yol açıyor…
Stres, bedende birikmiş ve değişik olaylar karşısında titreşen bir enerji hissinden başka bir şey değildir” diyen Dr. Bülent Uran “Sinir sistemindeki bu kayıtlı devreleri ortadan kaldırmadan stresten kurtulmanın mümkün olmadığını bilmemiz gerekiyor. Sürekli stres hali olarak ifade edilen kronik stres hem anne adayı hem de bebek için çok zararlı. Kronik stres halinde salgılanan adrenalin bebeğin kanlanması azaltır. Bu durumda bebekte gelişim geriliği başlar. Bağışıklık sisteminin zayıflaması anneyi hastalıklara açık hale getirir. Hamilelikte zaten bağışıklık sistemi, özellikle hamileliğin ilk aylarında zayıflamıştır. Bu zayıflığa kronik stresin yarattığı bağışıklık azalması da eklenince hem annenin hem de bebeğin sağlığı tehlike altında kalır. Yine hamileliğin ilerleyen aylarında ortaya çıkan gebelik yüksek tansiyonunda da, kronik stres etkilidir” şeklinde konuşarak anne adaylarına rahatlamayı tavsiye etti.
Stresten uzak dur! Peki ama nasıl?
Dr. Uran herkesin anne adayına, stresten uzak durmasını tembihlediğini ancak bunun çok da kolay olmadığını söyledi “Elbette anne adayı da rahatlamak istiyor, ama bunu başaramıyor. İşte bu noktada oto hipnoz ve EFT teknikleriyle harmanlanmış eğitimler devreye gidiyor. Örneğin 6-7 aylık hamile bir hastam vardı. Babası kalp krizi geçirerek aniden vefat etmişti. Hemen akabinde çok şiddetli erken doğum sancıları başladı. İlaçlar sancılarını çok fazla kesmemişti. Bir akşam acilen yanıma gelen bu hastama o anda hipnoz uyguladım. Gevşettim ve ağrılarının geçeceği telkinlerini verdim. Kendisine de basit bir oto hipnoz tekniği öğreterek bunu sık sık yapmasını önerdim. Daha hipnoz seansı sırasında kasılmaları ortadan kalkmıştı”.
Anne karnındaki bebek annenin duygularından etkilenir…
Dr. Bülent Uran, “Anne karnı bebek için sadece fiziksel tehlikeleri içermekle kalmaz. Aynı zamanda annedeki olumsuz duyguların bir enerji dalgası şeklinde bebeğe de akmasına neden olur. Birçok olumsuz ve iyileşmeyen hastalıkta anne karnında alınan olumsuz duyguların rol oynadığı bilinmektedir. Anne karnındayken biriken bu olumsuz duygular doğumdan sonra da beslenmeye devam ederse ilerleyen yıllarda yaşama olumsuz bakan bir şahsın ortaya çıkması kaçınılmazdır. Sadece olumsuz bakan değil kolay hasta olan bir yapıda ortaya çıkmaktadır.” şeklinde konuştu.
Düşünerek stresten kurtulamazsınız…
Bedende birikmiş duygular varken ve bunlar titreşirken sadece düşünerek ve stres yarattığı düşünülen olaylardan uzak durularak stresin bedendeki etkisi yok edilemez. Stresin bu etkisini yok etmek için sabırlı, ciddi ve ne yaptığını bilerek yapılan duygu bazlı çalışmalara gerek vardır diyen Dr. Bülent Uran uyguladıkları programın detaylarını şöyle açıklıyor: “8 bölümden oluşmuş bu programda 3. ayını doldurmuş hamilelerle çalışıyoruz. 4 ay süren çalışmalarla anne adaylarına hamilelik döneminde titreşen her türlü kaygıyla ve olumsuz duyguyla nasıl baş edeceğini anlatıyor, teknikler öğretiyoruz. Programın ağır topları EFT ve oto hipnoz. Hedefimiz sadece hamileliğin anne tarafını değil esas olarak bebek tarafını kapsamaktadır. Bu nedenle de annedeki olumsuz duyguları temizleyerek bebeğin geleceğini kurtarmak amacını taşımaktadır. Anne karnından olumsuz duyguları almamış bir bebeğin ondan sonraki yaşamı ne kadar zorluk dolu olursa olsun ben kolay kolay sırtının yere geleceğine inanmıyorum
Olumsuz duyguları temizleyin, bebeğinizle aranızdaki bağ güçlensin.
Dr. Bülent Uran “Bilinçaltında birikmiş duygular sizin fiziksel bedeninizle ruhunuz arasına çekilmiş bir duvardır. Bu duvarı ortadan kaldırmadan ruhunuzun temsili olan sevgi enerjisini titreştirmeniz kolay değildir. İçinizde yeniden açığa çıkacak olan sevginin enerjisi bebeğin dokularının gelişmesini olumlu yönde etkileyecektir. Sizin ruhunuzdan bebeğin ruhuna akacak sevgi bebeğinizin bu dünyaya güven içinde doğmasına neden olacaktır. En son çalıştığım hamile bir bayan bu felsefeyi gerçekten çok iyi benimsemiş ve uygulamıştı. Bebeği doğduktan sonra o kadar sakin ve huzurluydu ki, görenler bebekte bir sorun var zannediyorlardı. Ama bebek huzurluydu ve annesinin sevgi enerjisini her an hissettiği için ayrıca ağlayarak bunu teyit etmek istemiyordu” diyerek aile içinde oluşturulacak huzurlu ortamın anne ve bebeği kronik stresten koruyacağına dikkat çekti.

www.kadinaozgu.com

Ağız sağlığında doğru bilinen yanlışlar

Ağız sağlığı genel sağlığın aynasıdır. Dişler ne kadar sağlıklı ve sağlam olursa olsun, dişleri destekleyen diş etleri ve kemiğin de aynı düzeyde sağlıklı olması gerekir. Ancak, ağız bakımı ve sağlığında “doğru sanılan” öyle çok “yanlış” var ki! Ağız sağlığı için “yanlış” bazı inanışlar ve yöntemlerle vakit kaybetmeyin. Diş hekimi Göknur Gözen Halfon, bu konuda bazı başlıklara dikkat çekiyor:
• İyi bir ağız bakımı için dişleri düzenli olarak fırçalamak yeterlidir. (YANLIŞ)
Sadece fırçalamak yetmez. Dişler ağız yüzeyinin sadece yüzde 25’ini kapladığından, kalan yüzde 75’lik ağız yüzeyi fırça ve diş ipi ile yapılan temizlikten sınırlı fayda sağlar ve ulaşılamayan yüzeylerdeki bakteriler hızla çoğalarak dişlerin üzerine ve tüm ağıza yeniden yayılırlar. Bakteri plağına karşı etkili ve sürekli kullanıma uygun bir ağız gargarası, fırça ve diş ipi, günlük etkin bir ağız temizliği sağlar.
• Dişler, yatay yönde (ileri geri) fırçalandığında daha temiz olur. (YANLIŞ)
Dişetinden dişe doğru, her dişi 8 kez süpürecek şekilde dişleri fırçalamak tavsiye edilen yöntemdir. Dişlerin her yüzeyini, dil ve damak yüzeyi, yanak yüzeyi ve çiğneyici yüzeyi 8er kez süpürülmelidir, ara yüzler diş ipi ile temizlenmelidir. Dişlerin günde 2 kez 3 dakika fırçalanması gereklidir. Dişler, sabah kahvaltıdan sonra ve gece yatmadan önce üçer dakika fırçalanmalıdır.
• Ağız kokusu herkeste olur ve geçmez.( YANLIŞ)
Çeşitli araştırmaların sonuçlarına göre, kötü kokunun başlıca nedenleri; sindirim sistemi rahatsızları ve ağız – diş rahatsızlıklarıdır. Sindirim sistemi rahatsızlıkları için doktora gidilmelidir. Ağız ve diş rahatsızlıklarının nedeni çürük diş ve diş eti enfeksiyonudur. Bunlar için en kısa zamanda hem bir diş hekimine gidilmeli, hem de diş fırçası, diş ipi ve bakteri plağına karşı etkili, sürekli kullanıma uygun bir ağız gargarası ile etkin bir ağız bakımı alışkanlık haline getirilmelidir.
• Diş etleri kanıyorsa fırçalamayı kesmek gerekir. (YANLIŞ)
Aksine bir diş hekimine gidene kadar, fırçalama süresini uzatıp, diş ipi kullanıp, antibakteriyel bir ağız gargarası ile ağız bakımınızı etkin bir şekilde yapmayı alışkanlık haline getirmeniz tavsiye ediliyor.
• Tüm dişeti sorunlarının kesin çözümü cerrahi tedavidir (YANLIŞ)
Tüm dişeti sorunlarının çözümlenmesinde iyi ve etkin bir ağız hijyeninin sağlanması vazgeçilmez bir kuraldır. En gelişmiş tedavi yöntemleri bile kullanılsa, bireyler ağız hijyenine gereken önemi göstermezler ise tedaviden bir sonuç alınamayabilir.
• Protezi temizleyip geri takmak ağız bakımı için yeterlidir. (YANLIŞ)
Hayır, ağzın tamamı da etkin bir şekilde temizlenmelidir. Varsa dişleri fırçalamak ve sonrasında ağız boşluğunun hijyeni için bakteri plağına ekili ve sürekli kullanıma uygun bir gargara kullanmalıdır.
• Diş eti yarıklarının olduğu bölgelere diş fırçası değdirilmez. (YANLIŞ)
Öncelikle o bölgede hiçbir besin artığının kalmadığına emin olunmalıdır. Dişetinde yarık olması diş eti hastalığının göstergesidir. Tedavi olmak için en kısa zamanda hem bir hekime başvurulmalıdır hem de etkin bir ağız bakımı alışkanlık haline getirilmelidir. Bunun için; diş fırçası kullanımı ve diş ipi kullanımı öğrenilerek düzene sokulduktan sonra bakteri plağına etkili bir ağız gargarası ile desteklemelidir.
• Her hamilelikte bir diş kaybedilir. (YANLIŞ)
Halk arasında yaygın olan, her hamilelikte diş kaybedildiği ve çocuğun dişten kalsiyum aldığı düşüncesi yanlıştır. Aslında ağız bakımı eksikliği ve hamilelerin %70inde görülen kusmalara bağlı olarak dişlerde çürük ve dişeti rahatsızlıkları ortaya çıkar. Uzun süreli kusmalarla midedeki asidin ağız boşluğuna gelmesi nedeniyle annenin dişlerinde çürükler ve dişeti enfeksiyonları başlar. Hamilelik esnasında, diş fırçalama, diş ipi ve 3 ayda bir hekim kontrolü tavsiye edilir. İlk ve üçüncü üç ayda acil olmayan diş tedavilerinden kaçınılmalıdır.
• Ortodontik tedavi sırasında dişler çürür. (YANLIŞ)
Ortodontik tedavi esnasında dişler üzerine yapıştırılan braketler daha fazla besin artığının dişlerin üzerine yapışmasını sağlar. Bu nedenle daha fazla ve daha özenli diş fırçalamak, ortodontik arayüz fırçaları kullanmak ve bakteri plağına etkili bir ağız gargarası ile ağız bakımının üçüncü adımını da tamamlamanız gerekmektedir. Kanama varsa mutlaka hekime başvurulmalı ve bu üçlü bakım sürecine bir an önce başlamalıdır.

www.kadinaozgu.com

Ünlü Fashion Styling Profesörü Maixut Alvarez Pardo ile modanın kalbi İstanbul’da atacak

Dünyanın en önemli tasarım enstitülerinden “Istituto Marangoni”nin ünlü fashion styling profesörü Maixut Alvarez Pardo 28 Nisan 2011 Perşembe günü İstanbul’da…
Modanın kalbi Milano, Paris ve Londra’daki eğitim merkezleri ile dünyada birçok moda tasarımcısına yön veren “Istituto Marangoni” tasarım dünyasına açılan eğitim programları ile ilgi görüyor.
Maixut Alvarez Pardo, tasarım dünyasını keşfetmek ve tasarımın sınırsızlığında kendini geliştirmek isteyenlere dünyaca ünlü moda eğitim merkezi “Istituto Marangoni” yi ve moda dünyasının yükselen trendlerini anlatmak üzere 28 Nisan’da İstanbul’da olacak.
The Marmara Taksim Hotel’de “Tasarlamak veya Tasarım Dünyasını Yönetmek” konusunda seminer vermeye gelen fashion styling profesörü Maixut Alvarez Pardo, katılımcıların sorularını yanıtlayacak, dünyada yükselen trendler hakkında henüz keşfedilmemiş detayları paylaşacak.
Saat 17.00’de başlayacak olan “Tasarlamak veya Tasarım Dünyasını Yönetmek” konulu seminere katılım ücretsiz…
28 Nisan 2011 Perşembe / saat 17.00 – The Marmara Taksim Hotel
“FASHION STYLING PROFESÖRÜ MAIXUT ALVAREZ PARDO İLE TASARLAMAK VEYA TASARIM DÜNYASINI YÖNETMEK” Semineri


KAYNAK : www.kadinaozgu.com

26 Temmuz 2011 Salı

YAZ SONU BAKIMI-www.kadinaozgu.com

Güzel ve hareketli geçen bir yazdan geriye sadece fotoğraflar değil, aynı zamanda zarar görmüş saçlar, tırnaklar ve cilt kalabilir; neyse ki hepsinin çaresi var.www.kadinaozgu.com



Ot Kadar Kuru Saç Tellerine Karşı
Olgun bir avokadoyu 1/4 fincan zeytinyağında ezin ve bu püreyi zarar görmüş saç uçlarınıza yedirin. 20 dakika bekleyip durulayın. Bu işlem size zor gelirse piyasada satılan zeytinyağlı saç maskelerinden de yararlanabilirsiniz.

Sararmış Tırnaklara Karşı
Tırnaklarınızdaki sarılığı çok pratik bir yöntemle gidermeniz mümkün. Tırnaklarınızı bir dilim limonla ovun. Limondaki asit, sarı rengi ve lekeleri giderecektir.
Elbette aynı işlemi kozmetik ürünlerle de yapabilirsiniz. İşte etkili bir ürün ; LCN tırnak kremi. Ürün tırnak yüzeyini soyup lekeleri gidermeyi hedefliyor.

Aşırı Yanık Cilde Karşı
Sütle ıslattığınız bir bezi yüzünüze kapatıp 10 dakika bekleyin. Yoğun nemlendirici bir kremi yüzünüze sürüp beklemeniz de işe yarar.www.kadinaozgu.com

KAYNAK : www.kadinaozgu.com

Doğum Yapanlar Ne Zaman Diyet Yapmalı

Hamilelikte kilo alan kadınlar doğumdan hemen sonra aldıkları bu fazla kiloları vermek ister.
Çocuk doğuran ve doğum yaptıktan sonra üzerlerinde fazla kilo kalan kadınlar ne zaman diyete başlamalı, doğum sonrası alınan kilolar ne zaman verilmeye başlanmalı, loğusa kadınlar diyet yapar mı, yeni anneler ne zaman zayıflamaya başlamalı ?
İşte uzmanımızın bütün bu sorulara verdiği yanıtlar !
Anne sütü alan çocuk ilk 3-4 ayda normal bir gelişim göstermektedir. Dört aydan sonra büyüme hızı yavaşlamaya başlamaktadır.
6. aydan sonra da ek besin verilmeye başlanmaktadır.
Ülkemizde annelerin çoğunlukla çocuklarını 1,5- 2 yaşına kadar emzirdikleri bilinmektedir.
Gebeliğinde fazla kilo alan anneler hamileliğin ilk 4 ayını atlattıktan sonra toparlanma dönemi sonrası diyet yapmaya başlayabilirler.

KAYNAK : www.kadinaozgu.com

Hangi Ay Doğdun, Tıkla Öğren !

Hangi ay doğduğunuzu şunun için merak ediyorum. Bakın doğum ayına göre kişilik analizi buldum. Buna göre kişiliğin doğum ayı ile yani burç ile direkt ilişkisi var ve ben de bu konulara oldukça meraklıyım.
Burcunuzu değil daha çok doğum ayınızı baz alarak bakın bakalım nasıl birisiniz ?
OCAK
Hırslı ve ciddi kişilik.
Öğrenmeyi ve öğretmeyi sever.
İnsanların zaaflarını ortaya çıkarmayı sever.
Çok eleştirir.
Akıllı ve planlı programlıdır. Çok çalışır ve üretkendir.
Duyarlı ve derin hisleri olan biridir.
İnsanı nasıl mutlu edeceğini bilir.
Aşırı dikkatlidir, bünyesi kuvvetlidir.
Zor heyecanlanır.
Romantiktir ama aşkını ifade etmekte zorlanır.
Çocukları sever, evcil ve sadık bir eş olur.
Kolayca kıskanır.
Sosyal yönden zayıftır.
ŞUBAT
Somut şeylere önem verir.
Değişkendir.
Sessiz utangaç ve ağırkanlıdır.
Kendine güveni pek yoktur.
Dürüsttür.
ÖzgÜrlüğüne düşkündür, bazen saldırganlaşır.
Kesin olmayan işlerden hoşlanmaz.
İnatçıdır, hayallerinin peşinden gider.
Batıl inançlara eğilimlidir.
MART
Çekici kişilik.
Utangaç ve tutucu.
Esrarengiz, cömert ve sempatik.
Rahatına düşkün, duyarlı.
Hizmet etmekten zevk alır, kolay sinirlenmez.
Güvenilir, nezakete önem verir.
İyi bir gözlemcidir.
İntikamcıdır.
Seyahat etmeyi sever, dikkat çekmeyi sever.
Dekorasyona meraklıdır.
Tempolu müzikleri sever, çok değişkendir.
NİSAN
Aktif ve enerji doludur.
Çabuk karar verip çabuk pişman olur, şefkatlidir.
Mantığını dinler, diplomatiktir.
İnsanlari teselli etmeyi sever.
Dostlarının sorunlarıyla yakından ilgilenir.
Cesurdur.
Maceraperesttir.
Sevgisini ve ilgisini belli eder.
Hafızası güçlüdür.
Baş ve göğüs hastalıklarına eğilimlidir.
MAYIS
Sert yapılıdır.
Kolay sinirlenir, kolay ilgi çeker.
Fiziksel güzelliğe önem verir.
Motivasyona ihtiyacı yoktur.
Sistematik calışır.
Hayal kurmayı sever.
İleri görüşlüdür.
Kolay sakinleştirilir.
Anlayışlıdır.
Kulak ve boyun bölgesi hassastır.
Edebiyat ve sanatla ilgilidir, evde oturmayı sevmez.
Çocukları çok sever.
HAZiRAN
Aynı anda birden fazla şey düşünür.
Nazik ve tatlı dillidir.
Hassastır.
Kararsızdır, komik ve eğlencelidir.
Konuşkandır, kolay arkadaş edinir, kolay incinir.
Gribe yatkın bünyesi vardır.
Çok inatçıdır.
TEMMUZ
İyi bir sırdaştır.
Anlaşılması güç biridir.
Aşırı gururludur.
Başkalarının düşüncelerine aşırı önem verir.
Kin tutmaz.
Sempatiktir.
Yalnız olmayı sever.
Kolay öğrenir.
Arkadaş sıkıntısı çekmez.
Mide sorunları olabilir.
Zor ikna olur.
Ağır işleri sever.
AĞUSTOS
Şakalaşmayı sever.
Duyarlı ve ilgilidir.
Korkusuzdur.
Liderlik özellikleri vardır.
Ruhbilimle ilgilenir.
Kolay provoke edilir.
Dikkatli ve tedbirlidir.
Bağımsızlığına düşkündür.
Yol göstermeyi sever.
Romantiktir.
EYLÜL
İyi bir konuşmacıdır.
Sadık ve güvenilirdir.
Detaylarla uğraşır.
Sorumluluk almayı sever.
Bilgi ve kültüre önem verir.
İnsanların hatalarını yüzüne vurmayı sever.
Spor ve seyahati sever.
İlişkilerinde seçicidir.
Hislerini kendine saklar.
EKİM
Herkesle sohbet etmeyi sever.
İlgi odağı olmak ister.
Yalancılığı yapmacıklığı sevmez.
Arkadaşlarına çok önem verir.
Çabuk kırılıp çabuk toparlanır.
Bencildir, kendiliginden yardım teklif etmez.
Başkalarının düşüncelerine önem verir.
Duygusaldır.
Kendine kolay güvenmez.
Etrafindan çabuk etkilenir.
KASIM
Eğlenceli kişilik.
İnsanları kolay etkiler.
Çalışkan ve sorumluluk sahibi.
Kontrolü ele almay sever.
Enerjik ve cevresini motive eden biridir.
İyi bir liderdir.
İçten ve yardımseverdir.
Adil davranır.
Sürprizleri sever.
Hataları affetmez.
İradesi güçlüdür.
Derin duygularla sever.
Herkesi olduğu gibi kabul eder.
Sır saklamayı bilir.
ARALIK
Sadık ve cömerttir.
Sabırsızdır.
Birlikte vakit geçirmesi eğlenceli kişilik.
Azimli, sosyal yönü kuvvetlidir.
Dostlarını kendinden fazla düşünür.
Kızgınlığı uzun sürmez.
Sevildiğini hissetmek ister.
Espri anlayışı gelişmiştir.

KAYNAK : www.kadinaozgu.com

Erkekler Neden ve Nasıl İhanet Ediyor ?

kimi der “elimin kiri ihanet.”
kimi der “ne münasebet.”
Bu Gripin’in güzel bir şarkısı. Gidenin dostu olmaz.. Yalnız bu 2 mısra dikkatimi çekti ve çok da hoşuma gitti. Ne kadar da doğru sözler. Ve uyumlu.. Aklıma erkekler geldi. Ne de olsa ihanet onların elinin kiri, bizim alnımızın karası.. Off erkekler of..
İhanete bakış açım gün geçtikçe sertleşiyor. Oldukça dik bir açıyla bakıyorum ve aldatılma hikayelerini duydukça, aldatanlardan daha da nefret ediyorum. İnsan nasıl aldatır, bunu anlamaya çalışıyorum. Sadık olmayanların, neye göre sadık olmadığını ve neden aldatma ihtiyacı duyduklarını bir türlü idrak edemiyorum.
Bizi sırtımızdan vuran ihanet, sinsice girdiğinde hayatımıza, biz hala eşimizin koynunda uyuyor oluyoruz çoğu zaman. Hiçbir şeyden habersiz ona sarılıyoruz. O ise bizden hariç başka birine daha sarılıyor. Allahım. Düşünmek bile insanı üzmeye yeterken, yaşamak nasıl da kahreder insanı..
İyi de bu erkek milletine rahat batıyor mu da aldatıyorlar ?
Kimisi, önemli değil tek gecelikti der savunur kendini.
Kimisi, aşık olur, gözümüzün yaşına bakmadan terkedip ona gider.
Kimisi, sıkılır aldatır.
Kimisi, heyecan arar, kimi de farklılık..
Sonuç hep aynı..

KAYNAK : www.kadinaozgu.com

Erkek Neden Aldatır Kadınını ?

Aldatılmak …
Ne bir bayanın bir erkeği ne de bir erkeğin bir bayanı aldatması hiç güzel birşey değil.
Allah kimsenin başına vermesin.
Genelde erkekler bu tarz durumları bayanlara göre daha hazmedici oluyorlar daha çabuk unutuyorlar gibime geliyor.
Çok seven bir erkek nasıl eşini aldatır, eş nerede hata yapmıştır, ya da hata değil nerede bir eksiklik yapmıştır ki
erkek karısını aldatmıştır. Bunuda önce kendinize sormalı sonrada aldatan eşinize kızmalı gerekli şeyleri
yapmalısınız.
Eşinize gerekli ilgiyi veriyor musunuz?
Cinsel yaşamınız ne durumda?
Birbirinizin isteklerine cevap verebiliyor musunuz?
Beklentilerinizin farkında mısınız?
Erkekler genelde kısa zamanlı has için bir başka bayan tercih ederler ve eşlerini her zaman ellrinin altında olan
bir koz gibi görürler. Onların hiç gitmeyeeğini hep onları seveecğini zannederler kafalarında böyle bir dünya var.
Cinsel hayatında gerekli tatminliği göremeyen erkek bir başka kadına yönelme konusunda ilerleyebilir.
Kendinize ne kadar bakıyorsunuz?
Eşiniz için güzel giyiniyor musunuz?
Bakımlı mısınız?
Bir güzel bayan gördüğünüzde özeniyor musunuz?
Eşinizin ona bakmasından çok u rahatsız oluyorsunuz?
O zaman sizde eşinizi ve bağınızı canlı tutmak için en az özendiğiniz güzel bayanlar kadar bakımlı olucaksınız.
Kültürünüzü arttırıcak ve değerinizi yükselticeksiniz.
Eşinizin size olan davranışlarından menun değilseniz. Canlılık arayacak ve atmosferinizi renkli kılıcaksınız.
Önce kendinizde sonrada hatayı yapan eşinizde aramalısınız bazı şeyleri.
Elbette hiçbir kadın aldatılmayı kah etmez ve aldatan erkek suçludur, ama bizler her zaman zaafı zayıf eşleri
olanlar sizler kendinizi ayakta tutmalısınız.

KAYNAK : www.kadinaozgu.com

Mutlu hamilelik zeki bebek getiriyor…

Anne adaylarına kaygılarından uzaklaşmasını tavsiye eden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr Ayşe Duman, “kaygıları yenmeyi başaran annelerin bebekleri daha zeki oluyor” dedi.
Anne adaylarının değişen hormonları, giderek büyüyen karnı, şişen ayakları bebekle birlikte kaygıları da beraberinde getiriyor… Stresi yenmeyi başaramayan anne adayları korku dolu senaryolarla hamileliği kendine zehrederken bebeğinin zeka gelişimini de riske atıyor.
GELECEK ANNE KARNINDA BAŞLIYOR…
Bilinen gerçek insanoğlu anne karnındaki yaşamından itibaren çevrede olup bitenlerden etkilenmekte olduğudur diyen Dr. Ayşe Duman “İnsanın kişiliği, yaşam algısı bu dönemde oluşmaya başlar. Hal böyle olunca mutlu ve huzurlu bir kişiliğin yolu anne misafirliğinin huzurlu olmasından geçmekte. Kısacası gelecek anne karnında başlamakta” şeklinde konuşarak anne adaylarına bebeklerinin mutlu bir yetişkin olması için yardımcı olmasını, stresten ve kaygılardan uzak bir hamilelik geçirerek onların geleceklerine yatırım yapmasını salık verdi.
KAYGILAR DÜŞÜK RİSKİNİ ARTTIRIYOR…
Kaygılar hem annenin hem de bebeğin sağlığını ve hayatını tehdit ediyor. Dr. Ayşe Duman “Kaygılarla beraber düşük riski artar. Gebeliğe bağlı tansiyon yükselmesi, gebelik şekeri, gebelik zehirlenmesi yoğun stres altında daha sık görülür. Düşük riskiyle birlikte, zamanı geldiği halde doğumu korkusu yüzünden bir türlü başlamayan doğumlar da görüyoruz. Kronik stres altındaki anneler hiç bir engel olmamasına rağmen normal doğum yapamayabilir. Anne adayları hamilelik döneminde normal doğumu öyle büyük bir korkuyla hayal eder ki, zamanı geldiğinde istese bile normal doğuramaz. İşte böyle durumlarda biz anne adaylarına rahatlamalarını, beyinlerinden kaygıları ve normal doğuma ilişkin çevreden duydukları tüm kötü anlatımları silmelerini öneriyor ve bunun için yardım ediyoruz” diye konuştu.
ANNE ADAYLARI KÖTÜ SENARYOYU KENDİLERİ YAZIYOR…
Kimi anne adaylarının kaygılı kişiliklerini hamileliğe de taşıdıklarını söyleyen Dr Ayşe Duman, “Bir dış gebeliği, bir düşüğü olan hastam, 3. Gebeliğini planlarken bile endişeli ve kaygılıydı. Bu kaygılarla başlayan gebeliğinde duygularını “Her an bebeğimi kaybedecekmişim gibi geliyor” şeklinde ifade ediyordu. Gebelik ilerledikçe bebekte gelişme geriliği, rahimde kasılmalar tespit ettik. Kaygıları kabusa dönüşmeye başlayınca zihinsel iyileşme teknikleri ile “EFT-Oto Hipnoz” çalışmaya başladık. En son muayenesinde bebeği olması gerektiği büyüklüğünde, rahimi gevşemiş durumdaydı. Her kontrolde endişeli bir yüz ifadesi ile odama giren hastam bu sefer gülümseyerek girmiş ve bebeği ile ilgili hiçbir olumsuz soru sormamıştı. Bu çarpıcı örnek, zihinsel iyileşme teknikleri ile bebeğin de rahatladığını gösteriyor. Anne adaylarının rahatlamayı başarırsa, bebeklerinin zihinsel ve bedensel gelişimine en büyük katkıyı sağlayacaklardır” şeklinde konuştu.
ANNE KARNINDAKİ BEBEK KAYGIYI ADETA EMİYOR…
Dr. Ayşe Duman, “Annenin kaygıları bebeğin fiziksel gelişimini etkilediği gibi zihinsel ve ruhsal gelişimini de etkiler. Gebeliklerinde endişeli olan annelerin bebekleri anne karnındayken bu endişeyi adeta emer ve hayata tehdit algısıyla başlar. Tehdit algısı bir stres faktörüdür ve stres de insanın sağlığının baş düşmanıdır. Doğru olan şu ki; anne bebeğinin fiziksel sağlığı için dikkat ettiği sağlıklı beslenme, zararlı yiyecek ve içeceklerden uzak kalma gibi hassasiyetleri, bebeğinin ruh sağlığını korumak için de göstermelidir” dedi
HİPNOZLA KAYGILARA SON…
Anne adaylarının kaygılarını yenmesi mutlu ve huzurlu bir hamilelik için vazgeçilmez. Bu dönemde kaygılarını tek başına yenemeyen anne adaylarının profesyonel destek alması tavsiye ediliyor. Dr. Ayşe Duman “Tüm gayretimiz kadının kendisi ve ailesi için en özel, en heyecanlı, en keyifli dönem olan hamileliği, huzurlu ve keyifle yaşayabilmesi için. Tabii ki bunun gayretini anne ve baba adayları göstermeli. Öncelikle yaşanan sıkıntıların bilinçaltındaki olumsuz inançlardan kaynaklandığını bilinmeli. Zihin neye inanırsa beden onu yaşamaya başlar. Öncelikle bilinçaltındaki yanlış yazılımlar temizlenmeli. İşte bu noktada ben bir kadın doğumcu olarak zihinsel iyileşme tekniklerinden EFT ve hipnozun, çok işe yaradığını söyleyebilirim. Zihinsel temizlikten sonra kadınlık programında zaten var olan gebeliğin mutluluğunu hissediyor anne adayı. Bu mutlulukla doğumu da tatlı bir heyecanla beklemeye başlıyor. Hipnotik doğum çalışmalarında, anne adayına doğumu keyifle tekrar tekrar yaşatırız. Doğum zamanı geldiğinde de beden-zihnin bildiklerini yaşamaya başlar. Böylesine özel olan doğum olayının sancı ve ağrılarını değil güzel taraflarını algılar. Acele etmez, bebeğine ve sürece saygılı davranır. Her bir doğum kasılması ile birlikte bedeni ve ruhu gevşer. Rahimdeki her bir kasılmanın bebeği için gerekli olduğunu bilir, her kasılmayı gülümseyerek karşılar” şeklinde konuştu.
KAYGISIZ HAMİLELİK, NORMAL DOĞUM VE KEYİFLİ BİR EMZİRME DÖNEMİNE YOL AÇIYOR…
Dr. Ayşe Duman, kaygısız hamileliğin lüks olmaktan çıktığını, tüm annelerin eğer isterlerse hamilelik döneminde öğrendikleri oto hipnoz yöntemleriyle, doğum sonrası sıkıntılarının da üstesinden gelebileceğini söyledi. “Doğum sonrası kendini öncesi duruma göre kilolu, bakımsız, yorgun hisseden anne başka bir stres dönemine giriyor. Bu da hem yeni doğan bebeği ile kuracağı ilişkiyi olumsuz etkiliyor, hem de süt vermeyi sıkıntıya sokuyor. İşte bu dönemde, anne hamilelik eğitimleri sırasında öğrendiği oto hipnoz ve EFT yöntemlerini kullanarak hem huzurlu bir hamilelik geçirerek bebeğinin zeka gelişimini olumlu etkiliyor hem de doğum sonrasında da en az 6 ay anne sütü vererek bebeğinin zekasına bir katkı daha oluşturuyor”
RAHAT BİR HAMİLELİK İÇİN İNTERNETTEKİ HABERLERİ SÜZEREK OKUYUN…
Dr. Ayşe Duman, anne adaylarının çevresinden duydukları, internetten okuduğu tüm kötü haberleri kendi başına gelmiş gibi düşündüğünü ve kaygılandığını söylerken “Bu haberleri süzerek okuyun, gerektiğinde doktorunuz aramaktan çekinmeyin. Hamileler bu haberleri okuduklarında sorunların hepsi kendi başına gelmiş ya da gelecekmiş gibi düşünüyor ve kaygılanıyor. Ancak bu sorunların görüme sıklığı yüzde 1-2’yi geçmez. Anne adayları bunlara odaklanıp yüzde 99’luk keyfini kaçırmasın” diyerek hamilelerin haberleri süzerek okumaları gerektiğini hatırattı.

KAYNAK : www.kadinaozgu.com

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Tüp Bebek Nasıl Yapılır

Tüp bebek nedir, neden tüp bebek denir ve tüp bebek nasıl yapılır ? Tüp bebek yapmak için neler yapmak gerekir, tüp bebek maliyeti nedir, tüp bebek ne kadardır ve pahalı bir uygulama mıdır ?
Tüp bebek yapmak isteyen ama maddi anlamda gücü buna yetmeyenler ne yapmalıdır ?
Öncelikle tüp bebeğin ne olduğu ile başlanmalı tüp bebek konusuna. Çünkü tüp bebeğin ne olduğunu bilmeden yanlış düşüncelere kapılabiliriz.
Tüp bebeğin ne olduğunu uzman doktorların kaleminden öğrenelim.
Tüp bebek, klasik yöntemler ile gebe kalamayan kadınlarda uygulanan bir tedavi şekli. Erkek (sperm) ve dişi (yumurta) döl hücrelerinin laboratuvar koşullarında birleştirilmesi sonucunda oluşan embriyoların, rahime transferi ilkesine dayanır. Laboratuvar koşullarında gerçekleştirilen döllenme, kendiliğinden (in vitro fertilizasyon) ya da insan eliyle, tek yumurta içine tek sperm verilmesi ile (mikroenjeksiyon) sağlanır.
Tüp bebek, önceleri enfeksiyon veya cerrahi işlem sonucunda tüplerinde kalıcı hasar oluşan kadınlarda uygulanmaya başlanmış, kısa bir süre sonra ise, kısırlığa yol açan diğer nedenlerin tedavisinde de kullanılır hale gelmiş. Bugün, endometriozis, nedeni açıklanamayan kısırlık olguları ve erkeğe bağlı kısırlıkta, tüp bebek yöntemleri ile başarılı sonuçlar alınır.
Özellikle son yıllarda uygulanmaya başlanan mikroenjeksiyon, sperm sayısının çok düşük olması ve hatta menisinde hiç sperm olmamasına karşın, testisinde sperm bulunan erkeklerin tedavisinde bir devrim olarak nitelendiriliyor.

KAYNAK : www.kadinaozgu.com

Ağız Kokusunun Çaresi !

Ağız kokusu gerek normal hayatta gerekse ikili ilişkilerde çok can sıkıcı bir durum. Özellikle evliyseniz ve eşinizin ağız kokusu sorunu varsa vay halinize. Bu ağız kokusu sorunu aslında çözülmeyecek bir sorun değil ama insanlar pek önemsemiyor diye düşünüyorum.
Eğer siz ağzınızın kokmasından artık usandıysanız lütfen yazımızı okuyun ve gerekli tedavi ve önlem yollarını uygulayın !
Ağız kokusunun başlıca nedenleri, önce bu nedenleri belirleyin.
-Dişlerde çürüme,
-Diş etlerinde hastalık,
-İç hastalığı, belli bir hastalık
-Mide sorunları, mide şişmesi, midesel hastalıklar,
-Diş fırçalamamak,
-Yeterince dikkatli olmamak ve hijyene önem vermemek…
Her yemek sonrası mutlaka ama mutlaka dişlerinizi fırçalayın.
Bol bol su için.
Uzmanımız ağız kokusu konusunda şunları ifade etti :
Ağız kokusu bazen ağız hijyenine yeterli önemin verilmemesi, bazen ağız enfeksiyonları, bazen ileri dişeti hastalıkları ve/veya diş çürükleri, bazen de ağız kuruluğu gibi sebeplerin bir ya da bir kaçından kaynaklanıyor olabilir” diyerek sıralayan Kışlaoğlu; ağız hijyenine yeterli önemin verilmemesinden kaynaklanan ağız kokusunu gidermek için diş taşlarını temizlediğini ve kişiye ağız bakımı için neler yapması gerektiğini uygulamalı olarak gösterdiğini belirtti.
Kışlaoğlu, eğer ağız kokusu ağız enfeksiyonlarından ileri geliyorsa ağız enfeksiyonlarını tedavi ettiğini ve bu tedavi sırasında gömük ve sorunlu dişler varsa çektiğini söyledi. Sorun diğer bir neden olan ileri dişeti hastalıkları ve/veya diş çürüklerinden kaynaklanıyorsa bunların da tedavi edildiğini belirten Kışlaoğlu, ağız kuruluğundan ileri gelen kötü ağız kokusunun da hastaya tükürük salgısını artıracak önlemleri uygulatarak giderildiğini anlattı.
Ağız Kokuşuna Karşı Öneriler
Bunların yanı sıra ağız kokusunu engellemek için şu önerilerde bulundu:
“Ağız içi bakterilerle savaşan bir baharat olduğu için tarçın kullanın, kötü kokuya sebep olan ağız kuruluğunu engellemek için daha fazla su için, diş çürüklerine sebep olacağından basit şeker tüketiminizi azaltın, yiyeceklerle tükürük salgısının iyice karışması ve ağızda yemek parçası kalma olasılığının azalması için lokmaları iyi çiğneyin, diş fırçasının çıkaramadığı yerlerdeki bakteri ve yemek artıklarını sökebileceği için diş ipi kullanın, son olarak kötü kokuya sebep olan ağız kuruluğuna neden olduğundan ve diş eti hastalıklarına da zemin hazırlayarak ağız kokusu oluşturacağından sigara içmeyin.”

KAYNAK : www.kadinaozgu.com

Yaza Uzun Saçlarla Girin !

Saçı kısa olanlar için, hızlı ve sağlıklı bir biçimde saç uzatma bilgileri vermek istedim. Bu sezon uzun saçlar moda. Saçınızı sağlıklı bir biçimde uzatmak istiyorsanız bu bilgilerin size faydalı olacağını düşünüyorum. Kurumadan ve kırılmadan, olabilecek en kısa sürede saç uzatmak için doğal saç bakım uygulamalarını bilmenizde fayda var. Herbalistlerin bizlere için hazırladığı bu bilgiler, saçlarımızın kısa sürede uzamasını ve sağlıklı olmasını sağlıyor. Parlak, uzun, ışıl ışıl ve bakımlı saçlar için, saçınızı haftada en az 1 kere bu doğal yöntemlerle beslemeniz gerekir.

Doğal ve etkili saç bakım bilgileri !

Zeytinyağı olmadan bir saç bakımı düşünülemez..

3 yemek kaşığı sızma zeytinyağı ve 1 çay kaşığı biberiye yağını karıştırıp saç diplerine ve uçlarına sürün. Geniş dişli fırça yardımıyla tarayıp her noktaya nüfuz etmesini sağlayın. Yarım saat bekleyip şampuanlayın ve durulayın.
Saç kepeklerini bal ile yok edeceksiniz..

Saç derinizdeki kepek sorununu çözmek için yarım çay bardağı ılık suyun içine 1 yemek kaşığı bal ekleyip karıştırın. Parmak uçlarınızla saç diplerine masaj yaparak yedirin. Saç türünüze uygun şampuanla yıkayıp durulayın.
Elma Sirkesi saçınızı besler ve uzatır..

Saç derinizde kaşıntı sorunu yaşıyorsanız; 2 su bardağı ılık suyla yarım su bardağı elma sirkesini karıştırın. Karışımı saç derinize sürüp 1 saat bekletin. Ilık suyla durulayıp kurulayın.
Yumurta saçı besler, güçlendirir, korur ve uzatır..

3 adet yumurta sarısı, 1 yemek kaşığı biberiye ve 4 yemek kaşığı gülsuyunu karıştırın. Saç diplerine masaj yaparak yedirin. 1 saat bekleyip ılık suyla durulayın.
Maydanoz suyu saçı parlatır ve ışıl ışıl olmasını sağlar..

Saçlarınıza parlaklık kazandırmak için 1 demet maydanozu kaynar suyun içinde 15 dakika demleyin. Sürenin sonunda süzüp elde ettiğiniz suyu saçlarınıza uygulayın. 5 dakika bekleyip ılık suyla durulayın.
Saç besleyici bakım maskesini haftada 1 kez uygulayabilirsiniz.

Malzemeler,
1 demet taze ısırgan otu
Yarım çay bardağı kekik suyu
Yarım çay bardağı saf zeytinyağı
Yarım çay bardağı badem yağı
1 çay kaşığı biberiye yağı
Yarım litre su
Hazırlanışı ve Uygulanışı,
Isırgan otunu bol suyla yıkayıp süzün.
Yarım litre suyu tencereye alıp kaynatın.
Kaynayan suya ısırgan otunu ekleyin.
5 dakika kaynatın.
Isırgan otunu suyuyla birlikte mutfak robotuna alın.
Zeytinyağı, kekik suyu, badem yağı ve biberiye yağını ilave edin.
Püre kıvamına gelene kadar robotta çekin.
Maske; ılındığında saç diplerine ve uçlarına masaj yaparak yedirin.
Saçınıza streç film sarıp 30 dakika bekleyin.
Hafif suyla ıslatıp şampuanlayın.

KAYNAK : www.kadinaozgu.com

Kolay Zayıflama Yolları

Zayıflamak için iradenizi kuvvetlendirmelisiniz. Böylece şişman gövdelerin zayıf iradesi olur tezini yıkmış ve bu tür genellemelerden sıyrılmış olursunuz. Bir düşünsenize, sizi diğer insanlardan ayıran ne? İradesiz olmanız mı, ya da yemek yemeye dur diyememeniz mi, aşırı yemeniz ve tembel olmanız mı? Siz bunu kendinize layık görüyor musunuz? Siz, hayatınız boyunca fazla kilolu biri olarak sıfatlandırılmayı kendinize yakıştırıyor musunuz?
Zayıflamak için bir yerden başlamalı ve başladığınız noktada güçlü durmalı, yere sağlam basmalısınız. Zayıflamak zor bir durum değildir. Bunun için size ilk adımı atmanız noktasında yardımcı birkaç tavsiye vermek istedim. Kolay zayıflama yolları adını verdiğim bu yazıda size, zayıflamayı hızlandıracak birkaç yoldan söz edeceğim.
ELMA SİRKESİ İÇMEK
Elma sirkesi zayıflama konusunda sizin yeni trendiniz olacak.Uzmanların da desteklediği elma sirkesi ile hızla ve kararlılıkla yağ yakmak ve yakılan yağları vücuttan atmak mümkün.
Peki zayıflama içeceği ile kullanılan elma sirkesi nasıl hazırlanılır ve kullanılır ?
Her sabah ya da tercihen akşam uyumadan evvel 1 su bardağı ılık suya 1 tatlı kaşığı elma sirkesi karıştırıyorsunuz.Bu içeceği yavaş yavaş ve sektirmeden hergün içiyorsunuz.Eğer midenizde rahatsızlık varsa tavsiye etmiyoruz.Öncelikle doktorunuza danışın ve daha sonra uygulayın.
Elma sirkesi zayıflatır mı sorunuzun cevabı umarız tatmin edici bir yanıt almıştır.
SOĞAN SUYU İÇMEK
Soğan suyunu içmek zayıflatır mı ,soğan suyu nasıl hazırlanmalı ve içilmeli ? Ve gerçekten zayıflatıp kilo verdirme gibi bir etkisi var mı ?
Soğan suyu içmek iştah kesmesi bakımından önemli.Hergün taze olarak hazırlanan ve 1 bardak içilen soğan suyu iştahı kontrol altına alıyor ve zayıflamanıza yardımcı oluyor.
Zayıflamak adına soğan suyu :
Hergün hazırlayacağınız bu içecek için 1 soğanı 1.5 bardak suda haşlayın,posasını süzün ve suyunu ılık olarak için.Tercihen içine limon sıkarak tatlandırın.
Yemenize de dikkat etmelisiniz bu süre zarfında.Beyaz ekmek tüketimini sınırlandırın.Rafine şekerden kesinlikle uzak durun.
MAYDANOZ SUYU İÇMEK
Maydanoz suyu içmenin zayıflattığı uzun yıllardır biliniyor.Zayıflamak isteyen bayanların umudu olan maydanoz suyu kimilerinin midesini bulandırsa da siz yine de bir deneyin ve maydanozun hem sağlık hem de zindeliğinin farkına varın !
Maydanozun yararlarını saymakla bitiremeyen uzmanlar zayıflamak için de bu şifai bitkilerden yararlanmak gerektiğini vurguluyor.Sadece suyunu içmemek gerekiyor elbet de sofralarınızda salata ve yemeklerinizde de bu mucize bitkiyi tüketebilirsiniz.
Maydanoz suyu nasıl içiliyor ?
Yarım bağ maydanozu sapları ile birlikte ayıklayın ve yıkayın.2 su bardağı su içinde yavaş ateşte 2-3 dakika kaynatıp 10 dakika demleyin.Sıcak ya da ılık olarak için.Hergün taze olarak hazırlayın.
İçerisine limon sıkmak da artı bir fayda sağlayacaktır.

KAYNAK : www.kadinaozgu.com

Sigara Güzelliğinize Mal Olduğu Zararlar!

Sigara sağlık için öylesine zararlı ki..Şimdi sigaranın zararlarından bir başlasam akşama kadar yazsam yine de bitiremem..Sigaranın biz kadınlar için ayrıca zararları var. İnanın keyfi içtiğiniz o sigaralar sizin güzelliğinizi alıp götürüyor. İlerki yıllarda, sertleşmiş, kararmış bir yüz, mor gözaltları, sararmış dişler ve yaşlı bir görünüm sizi bekliyor. Sigara ve stres kadın güzelliğinin baş düşmanları. Bir kadının güzelliğini tehdit eden en kötü şey sigara..Sigara içmeye devam ettiğiniz sürece bu sonuca mahkumsunuz !
Sigaranın cilt güzelliği ve cilt sağlığı için ne gibi zararları var ?
Cildinizde akne, sivilce, kuruluk, kızarıklık gibi sorunlar yaşıyor, bakım yapmanıza rağmen başarılı sonuç alamıyorsanız; sebebi sigara olabilir.
Sigaranın cilt sağlığına olumsuz etkileri;

Sigara kılcal damarları daraltır ve kan dolaşımını zorlaştırır. Bu etki sonucunda cildinizde soluk bir görüntü oluşur.
Kandaki karbondioksit seviyesini yükseltir ve oksijeni azaltır. Cildin sağlığı için oksijene ihtiyacı vardır.

Vücuttaki C vitaminini azaltır. Cilt ve vücut sağlığında eksikliklere yol açar. Cildin içerinden beslenmesi için ihtiyaç duyduğu temel vitaminler arasında C vitamini bulunur ve sigara içen kişilerde C vitamini eksikliği cilt sorunlarına zemin hazırlar.
Sivilce ve aknelerin hızla iyileşmesi, cildinizin genç kalması için cilt hücrelerinin yeterli düzeyde kendini yenilemesi gerekir. Sigara içen kişilerde hücre yenilemesi yavaşlar ve cildi çabuk yaşlanır.
Ciltte su oranı düşer, cilt kurumaya ve çatlamaya başlar. Cildin esnekliği; kırışıklığı geciktirir ancak sigara içen kişilerde cilt kırışıklığına karşı risk altındadır. Üstelik sigara içerken dudak hareketlerinden dolayı dudak üstünde erken yaşta kırışıklıklar görülebilir.
Sigara içenlerle ilgili yapılan araştırmaya göre içmeyenlere göre ciltlerinin 5 kat daha fazla yaşlandığını görülmüştür.
Hem güzelliğiniz hem de sağlığınız için kendinize iyilik yapın: sigarayı bırakın!

KAYNAK : www.kadinaozgu.com

3 Günde 3 kilo verip Forma Girme Diyet

Artık yaz ayları geldi ve sizin belirli bir kilo vermeniz gerekiyor. Hatta birkaç haftalık az zamanınız kaldı, tatile çıkmak için… Belirli bir kilo vermek istiyorsanız işte sizlere çözüm: 3 günde 3 kilo verdiren diyet.
İnanılması zor olsa da bir gerçek olan bu diyeti 3 gün boyunca gerçekleştirmeniz doğrultusunda tam tamına 3 kilo verebileceksiniz. Sizlere hemen 3 günlük diyet programını sunalım;
1-Gün:
Zayıflatıcı ve yaz aylarında ferahlatıcı özelliği olan yeşil elma kompostosu içiniz. Daha sonrasında öğleden başlayıp geceye kadar acıktığınızda lahana çorbası içiniz. Hem zayıflatıcı hem de çeşitli kansere karşı kesin çözümdür. Bunun yanı sıra gün içerisinde ılık olabilecek şekilde sıvılarda alınabilir. Buna örnek olarak yeşil çayı verebiliriz.
2-Gün:
Bugün menülerde genelde çiğ bir şeyler yemeye özen göstereceğiz. Sabah kalktığımızda 2 adet yeşil elma ile 2 adet salatalık uygun olacaktır. Rokalı bir bol yeşilliği olan salata öğlen menüsü için en uygunu olacaktır. Bu salatada kesinlikle domates kullanmayınız. 6 kaşık kadar yağsız yoğurt tüketebilirsiniz.
Gün boyu her 2 saatte bir tüketebileceğiniz birer yeşil elma ve salatalık bulunmaktadır. Son olarak akşamleyin de 2-3 kaşık yağsız yoğurt ve yarım kilo kadar hafif haşlanmış kabak yeterlidir. Yatmadan önce de bir yeşil elma tüketilmesi uygun olacaktır.
3-Gün:
Yarım yağlı büyük bir bardağa süt ile yanında 3 cevir içi yiyebiliriz. Aralarda yeşil elma tercih edilmelidir. Zeytin yağ ile az haşlanmış olan kabak iyi olacaktır. 6 kaşık kadar yağsız yoğurt ve akşam da yeşil sebze olarak soğan ve sarımsakla pişirilmiş olmak şartıyla bir ıspanak, taze fasülye tüketilebilir. Yatmadan önce de birkaç tane kivi yeterli olacaktır.

KAYNAK : www.kadinaozgu.com

Uzun Yaşamanın Sırları Yasemin Bradley

Uzun yaşamanın sırlarını Seda Sayan’ın programında Yasemin Bradley isimli doktor anlattı. Yasemin Bradley’e göre uzun yaşamanın ve sağlıklı olmanın ilk sırrı bol bol haraket etmek. Kırmızı biber, tereyağ, bal, meyve ve yeşil yapraklı sebre tüketmek. Kırmızı biber çorbası da son derec sağlıklıymış.15 kırmızı biber, 2 adet soğan, üzerini geçecek kadar du ile kaynatın ve blendırdan geçirin ve kırmızı biber çorbasını hazırlayın. İçine tuz koyulmamalıdır. Acı biber salçası ve bol baharatla tüketin. Bu acı biber çorbası zayıflatıyor. Kesinlikle tam bir diyet çorbası.
DR. YASEMİN BRADLEY ZAYIFLAMAK İÇİN NELER TAVSİYE EDİYOR ?

Yasemin Bradley zayıflamak için asla zayıflama ilaçlarını tavsiye etmiyor ve kesinlikle ve kesinlikle az yiyin ve spor yapın diyor. Ayrıca su teresi tüketmemizi de tavsiye ediyor.
Tuz kullanmayın diyen Bradley, bol bol baharat kullanmayı tavsiye ediyor. Yasemin Bradley, tuz yerine
su teresi
acı pul biber ve kırmızı biber tüketin diyor.
Kırmızı toz biber alırken dikkat edin. Kalitesiz ve rutubetli yerlerden pul biber ve kırmızı
biber tüketmeyin.

Aflatoksin içermeyen, sağlıklı bir markadan kullanmalısınız..
Yasemin Bradley, stressiz, bol haraketli, bol bol yürüyüş yapılan bir hayat tavsiye ediyor. Sıkıntı, stres, rahatlık ve huzur hayatı uzun kılan şeyler.
Sağlıklı ve dengeli beslenin. Spor yapamasanız bile her gün 1 saat yürüyün. Kafanızı her türlü dertten boşaltın.
SU TERESİNİN FAYDALARI !
Su teresi en önemli sebzelerden biridir. Tereyi her gün yemelisiniz. Su teresi, tereotu olarak bilinir ve cildi güzelleştirir. Kalorisizdir. İstediğiniz kadar yiyebilirsiniz. Su teresi harika bir antioksidandır..
ETKİLERİ
* İdrar söktürücü
* Balgam söktürücü
* Müshil
* Uyarıcı
* Mide dostu
* Su teresi gut, hafif hazım bozukluklan ve üst solunum yolları nezlesi için tavsiye edilir.
* Çok etkili bir balgam söktürücü olarak verem, anemi ve egzama için de faydalıdır.
* Yüksek C vitamini içeriği onu iyi bir hastalık önleyici yapar. İlave olarak zengin mineral, demir ve iyot içeriği salgı bezi etkinliğini arttırır.
* Mantarların sebep olduğu az miktardaki saç dökülmesine karşı özsuyu ilaç olarak uygulanabilir.
Uyarı: Aşırı veya uzun süreli kullanımı böbrek problemlerine yol açabilir. Günlük ve aralıklarla bile dört haftadan fazla alınmalıdır. Özsu sulandırılmadan alınmamalıdır, çünkü boğaz ve midede ıltihaplanmalara neden olabilir. Bazı doktorlar hamilelikte alınmasına karşıdırlar!
Hazırlanışı ve Kullanma şekli
* Su teresi taze kullanılmalıdır.
* 1 çay kaşığı taze sürgüne 1/2 bardak su kullanırı. Günde üç defa taze yapılmış 1/2 bardak alın. Mümkün olan en fazla vitamin içeriğini korumak için uzun süre demlemeyin veya kaynamasına izin vermeyin.
* Özsu olarak, günde üç defa süt veya su içinde 1 çay kaşığı alın. Taze su teresi özsuyu mikserle kolayca elde edilir.

KAYNAK : www.kadinaozgu.com

Bir Kadın Aldatıldığını Nasıl Anlar!!!

Kocam beni aldatıyor, kocamın beni aldattığını hissediyorum ama tam olarak emin değilim. Beni aldatıp aldatmadığını nasıl anlayabilirim. İhanetin belirtileri nelerdir ? Aldatan erkek nasıl davranır ? İhanet eden erkekler kendini nasıl belli eder ? Yalan söyleyen ve aldatan erkekleri tavırlarından ve çelişkili ifadelerinden anlayabilirsiniz. Bu tip erkekler, sık sık kendileriyle çelişir. Kimi zaman size karşı aşırı sevecen olan bu erkekler, kimi zaman sizinle hiç ilgilenmez ve sizi sürekli ihmal eder. Kendi hayatını yaşıyor havasındadır. Ne hesap sorar ne de hesap verir..

Aldatan Erkekler Nasıl Haraket Eder ?

 
İhanete uğrayıp uğramadığınızı saptamak aslında zordur. Öncelikle kesinlikle bir şeylerden emin olmanız gerekir. Eşinizi suçlamadan önce bir takım delillere ulaşmanız ve emin olmanız gerekir. Eşinizin sizi aldattığından şüpheleniyorsanız o güne kadar ki bütün davranışlarını gözden geçirmeniz gerekir. Aldatan kocalar bir anda değişir ve bambaşka bir erkeğe dönüşebilir.
Telefonuyla Hiç İlgilenmez !
İhanet eden erkekler eskiden ortalık yere koydukları cep telefonunu, eve geldiklerinde göz önünden kaldırır ve evde mümkün olduğunca az kullanır. Telefonunda artık tuş kilidi vardır. Zil sesi kapatılmış olabilir. Telefonunu kurcalamanıza müsade etmez. Olur da telefon eğer elinize geçerse diye, sürekli mesaj kutusunu boş tutabilir. Son aramalar da genellikle temizdir.
Bir Anda Gençleşir !
Aldatan erkek, ihanete başladığı günden itibaren kendine bakmaya başlar. Seks hayatınız kötü gittiği halde onun bu bakımlı halleri sizin de dikkatinizi çekebilir. Parfüm kullanmaya başlayabilir. Giyim tarzı değişir. Eve yeni kıyafetlerle gelebilir. Eğer orta yaş üzeriyse genç görünme çabalarına da girişebilir. Ve tabi ki bu konuda sizin fikrinizi alma gereği bile duymaz ! Çünkü ona fikir veren bir kadın zaten vardır..
Sevişmekten Kaçar !
Eskiden sizinle sevişmek için her fırsatı değerlendiren kocanız artık eskisi gibi ateşli değildir ya da enerjik.. Ne de olsa artık enerjisini harcayacağı başka bir kadın vardır hayatında. Sizinle sadece sevişmiş olmak adına sevişir. Bunu fark etmemeniz imkansız hanımlar. Hızlıdır ve olsun da nasıl olursa olsun havasındadır. Sevişmek sadece sizin şüphelenmemeniz için olan bir eylemdir. Sevişir ve böylece size kocalık görevini yaptığını düşünüp, alal acele olayı bitirip, duşunu alıp gidebilir.
Kocanızın öpmelerine ve dokunmalarına dikkat edin. Başkasına aşık erkek size istekli dokunmayacak ve sizi ateşli bir şekilde öpmeyecektir..
Telefonlarınıza Cevap Vermez !

Aradığınızda hemen bulamazsınız. Ya geç açar ya da açmaz ve size daha sonra isteksiz bir biçimde döner. Bu durum sık sık tekrarlanmaya başlar.
Oldukça Asabidir !

Eskiden kızmadığı şeylere kızmaya başlayan aldatan erkek, son derece huzursuz bir profil çizer. Sık sık olmadık konulardan tartışma çıkarır ve sizi bastırır. Bu onun psikolojik olarak rahat olmadığının da bir göstergesidir. Eğer sizi aldatıyorsa, genellikle vicdan yapar ve hemen sonra size aşırı ilgi gösterebilir. Bu durumda sizi aldattığını sakladığını sanar. Sizinle ilgilenerek hiçbir şey yokmuş havası yaratmak isteyebilir.
Aslında bütün bu belirtiler ayrılmak isteyen erkeklere de uymaktadır. Eşiniz ya da sevgiliniz size böyle davranıyorsa üzgünüm ama yolun sonuna gelmiş gibi görünüyorsunuz..

 

  KAYNAK : www.kadinaozgu.com

kadinaozgu.com


KADINA ÖZGÜ HERŞEYİN BULUNDUĞU BİR SİTEDİR.

SİTE KATEGORİLERİMİZ İSE

Şu şekilde sıralanmaktadır.Sizin için kullanımı kolay ve bol miktarda bilgi alabileceğiniz bir sitedir kadinaozgu.com